İlk temas.

Merhaba millet, bugün eski resimleri karıştırırken aklıma Nacta ile alakalı bir anı geldi ve onu sizin ile paylaşmak istiyorum.. :) 

Bundan çok zaman önce, okula ilk geldiğim sıralarda Marcus'un bir çalışanı vardı. Adı Askook.. O inanılmazdı.. Herkesden ve herşeyden farklıydı benim için. Nacta ile denemiştim bir ilişkimiz olsun diye ama her seferinde Magma engel olarak çıkmıştı karşıma. Bende pes etmiştim. Başkası ile denemek istedim.. O farklıydı her şekilde.. Marcus onu ölüm döşeğinde yakalamıştı. Ve hayatını kurtarmıştı.. Onun yanında çalışıyordu. Ben onunla bir ilişki yaşamıştım.. Deniyorduk aslında ama...

Bir hafta sonu tatilinde zamanım vardı ve buz gezegenine gitmek istemiyordum.. Bu yüzden okulumuzun arka tarafında bulunan şelalenin oraya gittim. Orası harika ve huzur dolu bir yerdi. Hafta sonu tatili olduğu için okulda hemen hemen kimse yoktu. Yalnızdım ve bunu değerlendirmeye karar verdim. O şelalenin bağlandığı harika bir dere vardı.. Küçükken ikiz kardeşim ile bir kere orada yıkanma fırsatımız olmuştu.. Orası inanılmazdı, buz kadar soğuk bir suya sahipti. Aslında annemin anlattığı kadarıyla orası, kişiye göre sıcaklık değiştiren inanılmaz bir nehir di..

Üstümdekileri çıkardım ve dereye girdim.. Kuşların ve şelalenin sesi geliyordu sadece kulağıma.. Suyun içine daldım, artık hiçbirisini duymuyordum.. Söylemesi garip gelebilir ama çırılçıplak bir şekilde deredeydim.

Suyun içinde adete özgür ve rahat hissediyordum. Nefes almak için yüzeye çıktığımda suyun sıcaklığının değiştiğini fark ettim.. Belli ki birisi vardı suda, ama kim?

Aklıma ilk olarak Askook geldi, çünkü hafta sonlarını genellikle Marcus ile çalışma odasında geçirirdi fakat, bir anda gözlerim kapandı.. Hiç birşey söyleyemedim.. Onun sadece ellerine dokunuyordum, ama bu Askook'un elleri değildi, yo hayır, değildi.. Bu başkasıydı..

Bana "beni tanıyormusun?" diye sordu.. Sesinden birşeyler anlamaya çalışsamda, anlayamıyordum çünkü sesini değiştiriyordu..

Ürkek bir ses tonuyla "Hayır! Seni tanımıyorum" dedim..

Ellerini gözlerimden çekti, omuzlarıma koyup beni kendisine çevirdi.. Sadece gözlerini görüyordum.. Büyük ve keskin bir çekilde bakan bir çift alev kırmızısı gözlerdi sadece gördüğüm..

"Nacta?!" dedim sadece.. Bütün saçlar önüme gelmişti. Hiçbirşey görünmüyordu.. Nacta sadece bana ve vücuduma bakıyordu.. "Buralarda yıkanman tehlikeli değil mi? Ya birisi seni görürse" diye sordu.. "Merak etme burada rahatım ve kimseden gizlim yok" dedim..

Beni biraz daha kendine yaklaştırmıştı.. Daha da yakındık artık birbirimize. Bizim ilişkimiz bitmişti ben başkası ile birlikteydim artık. Bunu oda biliyordu.. Çenemi kaldırdı yavaşça gözlerime baktı ve "Sen sadece benimsin Enna.. Sadece bana aitsin.. Askook veya herhangi bir başkasına değil sadece bana aitsin!!" diyordu. Gözlerini hatırlıyorum sadece, gözlerime bakıyordu elleri ellerimi sıkmaktan morartmaya başlamıştı.. Ama duygularında ciddi olmalıydı.. Bende istemiyordum başkası ile onu görmek, başkasına dokunmasını görmek ama ben ona karşı gelemiyordum, buna izin vermiyordu "ben senin hiçbirşeyin değilim Enna bana karışma" diyordu.. Ya şimdi!!

"Sadece benimsin bunu unutma!" dedi.. Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı.. Küçük bir öpücük kondurdu ve ardından sarıldı bana.. Vucüdu sıcaktı ama aldırmıyordum.. Bu ilkti benim için, ilk defa Nacta ile bu kadar yakına gelmiştim. İlk defa onunla birlikte olacaktım. Elleri tüm bedenimi kaplamıştı. Sadece onun olmak için hazırdım artık.. Sadece onun..!!!

Ahh evet!! Bu anı biraz özel ama bugün resimleri karıştırırken bulduğum dere resmi bana bunu hatırlattı..

Gerçekten benim için özel bir yeri var. Umarım fazla özel bir anı değildir birileri için..

Bakalım benim için hayati önemi olan gizli şelale hakkında ne düşüneceksiniz.? Umarım orayı seversiniz çünkü eğer oradan hoşlanmazsanız bir daha bu şelaleyi göremeyebilirsiniz..

Benden bu gecelik bu kadar.. Hepinize iyi geceler. :)

-----Enna ♥